Son yıllarda tıp dünyasında, baş ağrısı ve migren şikayetlerinin ciddi sağlık sorunlarıyla bağdaştırılması gerektiği giderek daha fazla dile getiriliyor. 36 yaşındaki bir kadın, ilk başta basit bir migren ağrısı olarak değerlendirdiği belirtilerinin, aslında 4. evre kanserin habercisi olduğunu öğrendi. Kadın, yaşamının son birkaç yılını migrenle mücadele ederek geçirdi, ancak yaptığı hatalar ve dikkatsizlikler, ölümcül bir duruma yol açtı. Bu durumda, migrenin ciddiyetini göz ardı etmenin ne gibi sonuçlar doğurabileceği üzerinde durmak büyük bir önem taşıyor.
Kadın, hastalığının başlangıcında çeşitli belirtiler yaşadı. Ancak, bu belirtiler normal baş ağrısı veya migrenle ilişkilendirilerek göz ardı edildi. Öncelikle, sürekli tekrarlayan baş ağrıları, genellikle stres, sinüzit veya migren kaynaklı olarak değerlendirilir. Ancak, baş ağrılarının yanında yaşadığı diğer üç belirti, durumu daha da endişe verici hale getirdi. Öncelikle, kadın kilo kaybı yaşadı. Birçok insan, kilo kaybını sağlıklı yaşam tarzının bir parçası olarak görse de, bu durum vücuttaki ciddi hastalıkların bir belirtisi olabilir.
İkincisi, dikkat eksikliği ve bellek sorunları, kadın için gün geçtikçe daha ciddi bir hale geldi. Özellikle günlük yaşamında basit işlerini bile yaparken zorlandığını hissetmesi, dikkat eksikliği ile ilişkilendirilmedi. Üçüncü belirti ise %80 oranında dilinin alındığına kadar devam eden ağrıydı. Bu belirtiler, vücudunun alarm vermesine rağmen kadının bunları göz ardı etmesine sebep oldu. Son olarak, bu belirtilerin bir kombinasyonu olarak hâlâ baş ağrıları devam etti. İşte bu noktada, kadın sağlık konusunda daha dikkatli olmalıydı; ama ne yazık ki geç kalmıştı.
Kadın, yaşadığı belirtiler karşısında zamanında bir doktora başvurmamakla hayatını tehlikeye attı. Sadece baş ağrısının bir migren olduğunu düşündüğü için doktora gitmedi. Ve sonunda, hastaneye gittiğinde yapılan muayene sonuçları katlanılmaz bir gerçekle yüzleşmesini sağladı. 4. evre kanser teşhisi konuldu. Uygulanan tedavi Sürecinde, dilinin %80’i alındı ve bu durum hastanın yaşam kalitesini derinden etkiledi.
Olayın ardından yapılan araştırmalar, bu kadının kaderini değiştirebilecek birkaç şey fark ettiğini ortaya koydu. Öncelikle, baş ağrılarının zaman zaman yaşam kalitesini etkileyen bir durum olabileceği, ancak bu durumun başka ciddi hastalıkların da belirtisi olabileceği konusunda toplumda farkındalık oluşturulması gerektiği anlaşıldı. Ayrıca, migren tedavisini oluşturan genel önerilerin yanı sıra, kişinin bu tip belirtiler yaşadığında mutlaka bir uzmana başvurması gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, baş ağrısı veya migren gibi yaygın görülen belirtiler çoğu zaman göz ardı edilebilir. Ancak, bu durum vücudumuzun önemli uyarılarıdır. Dolayısıyla, bu tür belirtilerle karşılaşan herkesin dikkatli olması ve ihmal etmeksizin profesyonel yardım alması gerekmektedir. Kadının yaşadığı bu trajik olay, sağlığımıza gereken önemi vermemiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, erken teşhis hayat kurtarır; baş ağrıların altında yatan nedenleri asla göz ardı etmemek ve doktora başvurmayı ertelememek gerekiyor.