Yaş almak, birçok insan için emekliliği, dinlenmeyi ve hayatın yavaşlamasını temsil ederken, 87 yaşındaki Ahmet Duman için bu, hayatının en heyecan verici dönemlerinden biri. El emeğiyle yarattığı ürünlerle kültürel mirasımıza katkı sağlayan Duman, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatları canlandırarak hem kendine hem de çevresine ilham veriyor. Başkalarına örnek olan bu tutkulu ustanın hikayesini keşfetmeye hazır olun!
Ahmet Duman, genç yaşlarından itibaren geleneksel zanaatlerin içinde büyümüştür. Ailesinin nesilden nesile aktardığı el sanatları, onun için sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Çocuk yaşlarda başladığı bu serüvende, babasından öğrendiği teknikleri geliştirerek kendi stilini yaratmayı başarmıştır. Duman'ın elinden çıkan her parça, onu tanıyanlar için geçmişin sıcaklığını ve ona bağlı kalmanın güzelliğini temsil ediyor. Bugün, doğduğu köyde, kendine ait atölyesinde bu sanatı yaşatmaya ve genç nesillere öğretmeye devam etmektedir.
Geleneksel el sanatlarının hızla unutulması, ahşap işçiliği, dokumacılık ve seramik gibi birçok alanda endişe verici bir durum yaratmaktadır. Ancak Duman, bu tehditlere karşı mücadele ediyor. Atölyesindeki gençlerle birlikte, el emeğini yaşatmanın yollarını arıyor. Birçok öğrenci, Duman’ın yanına gelerek onun bilgi ve tecrübelerinden faydalanıyor. Duman, kendi sanatına olan bağlılığıyla sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir mentor olarak da geleceğin zanaatçılarını yetiştiriyor. Üstelik bu da yetmiyor, kendi ürettiği sözde ‘unutulmaz eserler’ ile sosyal medya üzerinden bir hayran kitlesi de oluşturmuş durumda. Geleneksel sanatı modern dokunuşlarla harmanlayarak, hem geçmişten hem de gelecekten beslenen bir sanat anlayışını temsil ediyor.
Duman, özellikle gençlerin geleneksel sanata olan ilgisinin artmasından memnun. “Unutmayalım ki; bu sanat sadece geçmişe ait değil, gelecek için de önem taşıyor. Bu zanaatları yaşatan, geliştiren ve geleceğe taşıyan bireyler olmamız gerekiyor,” diyor. Boş zamanlarında yaptığı atölyeler, bu anlayışın en güzel örneğini sergiliyor. Duman’ın mentorluk yaptığı gençler, sadece teknik bilgi edinmekle kalmayıp, aynı zamanda bu sanatın ruhunu da içselleştiriyorlar. Unutulmamalıdır ki, ahşapla dokunan her doku, her desen, bir emek ve özveriyle şekilleniyor.
Üretim sürecinin her aşamasında doğadan ilham aldığını vurgulayan Duman, “Her bir parça, doğanın bir parçası gibi hissediyorum. Bu dünyada var olan her şeyi bir bütün olarak görmek önemli,” diye ekliyor. Atölyesinde kullandığı ahşaplar, doğal malzemelerden seçiliyor ve bu da onun eserlerine ayrı bir değer katıyor. Yalnızca bir nesne değil, bir hikaye eşliğinde hayata geçen el sanatları, ziyaretçileri farklı bir yolculuğa çıkarıyor.
Ahmet Duman, el emeğiyle oluşturduğu eserleriyle sadece sanatı değil, aynı zamanda kültürel bir mirası da temsil ediyor. Onun çabaları, geleneksel el sanatlarının modern dünyadaki öneminin farkına varılması için büyük bir fırsat sunuyor. Toplumda bu tür el sanatlarına olan ilginin artması, özellikle gençlerin zanaatla ilgili tutkulu bir şekilde eğitim alması, mirası yaşatmanın anahtarı. Bütün bu süreçte Duman gibi ustaların varlığı, bu mirasın geleceğe taşınmasında büyük bir rol oynuyor.
87 yaşındaki Duman, gün geçtikçe büyüyen bir aile gibi hissettiği atölyesinde gençlerle birlikte çalışmayı bir yaşam felsefesi haline getirmiş durumda. Oturmuş bir düzene sahip olan bu atölye, aynı zamanda umudunu ve sevgisini genç nesillere aşılamak için bir merkez görevi üstleniyor. Ahmet Duman’ın hikayesi, ilham verici bir yaşam öyküsü olmanın ötesinde, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını yeniden canlandırma çabası için de bir çağrı niteliği taşıyor. Herkes, bu eski ama bir o kadar da değerli gelenekleri koruma ve yaşatma mücadelesine bir katkıda bulunabilir.
Sonuç olarak, Duman’ın el emeği eserleri sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluk bilinci ve kültürel bir mirasın devamıdır. Onun kararlılığı ve sevgisi, el sanatlarının geleceğine ışık tutuyor. Unutulmaz eserler yaratmaya devam ettiği sürece, Ahmet Duman gibi ustalar, geçmişin bilgeliğini ve deneyimini gelecek kuşaklara taşımaktan bir adım bile geri durmayacaklar. Bu nedenle, el sanatlarına olan ilginin artması, toplumsal bir ihtiyacı da gözler önüne seriyor. Duman gibi ustalar, yüzyıllardır süren bir geleneği geleceğe taşımak için var güçleriyle çalışmaya devam ediyor.