Türkiye, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla her zaman dikkat çekmiştir. Özellikle -Çanakkale- gibi yerler, geçmişin izlerini taşıyan ve kültürel mirası yaşatan önemli unsurlar barındırıyor. Bu noktada, "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanı, geleneksel sanatların ve becerilerin uzmanları için verilen değerli bir ödül niteliği taşıyor. Çanakkale'deki bu "Yaşayan İnsan Hazineleri", hem geçmişi yaşatıyor hem de geleceğe taşıyor. Kente özgü geleneksel el sanatlarından müziğe kadar birçok alanda eser veren bu ustalar, yerel kültürün korunmasına katkıda bulunuyor.
Çanakkale, sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerin yanı sıra, bu değerleri yaşatan insanlarıyla da ön plandadır. "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip olan bu bireyler, yıllar süren bilgilerini ve yaptıkları sanatı genç nesillere aktaran bir köprü işlevi görüyor. Geleneksel el sanatları ustaları, müzisyenler ve folklor araştırmacıları gibi birçok farklı alanda faaliyet gösteren bu isimler, Çanakkale’nin kültürel zenginliğini simgeliyor. Bu ustaların her biri, sadece bir meslek edinmekle kalmamış, aynı zamanda kendi kültürel miraslarını da koruyup yaşatmayı bir görev haline getirmişlerdir.
"Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanı, kültürel mirası kuşaktan kuşağa aktararak, geçmişin değerlerini günümüzde yaşatmak için önemli bir araçtır. Bu bağlamda, Çanakkale’deki ustalar, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için büyük bir ilham kaynağı olmaktadır. Ustaların hikayeleri, yaptıkları eserler ve aktardıkları bilgiler, kültürel çeşitliliğin bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Kimi zaman geleneksel müzik enstrümanlarının yapımında veya icrasında, kimi zaman da yerel el sanatlarının öğretiminde karşımıza çıkan bu hazineler, geçmişin izlerini günümüze taşıyarak, genç nesillere kendi köklerini tanıma fırsatı sunuyor.
Sonuç itibarıyla, Çanakkale'deki "Yaşayan İnsan Hazineleri", sadece birer sanatkar olmakla kalmayıp, toplumun kültürel belleklerini de yaşatan önemli figürlerdir. Onların emeği ve bilgisi, sadece kendilerine ait bir miras değil, tüm insanlığa ait bir değer olarak kabul edilmektedir. Gelecek nesiller için bu değerlerin yaşatılması ve aktarılması, kültürel bir sorumluluk ve sosyal bir gereklilik haline gelmektedir. Bu bağlamda, Çanakkale'nin doğal ve kültürel zenginliklerinin korunması amacıyla, herkesin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekmektedir. Bir gün, bir çocuk ellerindeki geleneksel bir enstrümanla bu ustalardan birinin hikayesini dinlerse, Çanakkale'nin kültürel zenginliğinin devam edeceği aşikardır.