Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, sokaklar hitap eden seslerle dolup taşıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, şehirlerin dört bir yanına yayılan davul sesleri, Ramazan ayında sahura kalkanları uyandırmak için geleneksel olarak çalınıyor. Ancak bu yıl, Türkiye’nin en küçük Ramazan davulcusu olarak anılan 7 yaşındaki Ali Demirtaş, mahallesinin en çok konuşulan ismi oldu. Çocuk yaşına rağmen büyük bir azimle sokakları turlayan Ali, hem eğlenceli tavırları hem de azmiyle büyüklerden takdir topluyor.

Küçük Davulcunun Büyük Rüyası

Ali Demirtaş, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yaşıyor. Babası da genç yaşlarda Ramazan davulcusu olarak tanınan biri. Küçüklükten beri babasının davulunu görerek büyüyen Ali’nin gönlünde bu geleneği sürdürme arzusu yattı. Ailesinin desteğiyle davulu eline alan Ali, Ramazan ayının ilk günü sahura kalkmaya başlayan mahalleleri gezmeye başladı. Herkesin ilgisini çeken Ali, yüzündeki gülümseme ve neşeli tavrıyla kısa zamanda çevresindekilerin kalbini kazandı.

O, sadece bir davulcu değil; aynı zamanda Ramazan ayının ruhunu yaşatan bir sembol haline geldi. Davulunun sesi sokaklarda yankılanırken, çocuklar onu neşeyle izliyor, büyükler ise ona hayranlıkla bakıyor. Herkesin minik davulcusunu tanıması için sosyal medyada paylaşılan videolar, hızla yayıldı. Kısa sürede küçük Ali’yi bir internet fenomeni haline getiren bu içerikler, Ramazan’ın sadece bir ay değil, aynı zamanda bir geleneği de yaşatma fırsatı sunduğunu gözler önüne serdi.

Bir Geleneği Yaşatmak: Ali’nin Hikayesi

Ali’nin hikayesi, sadece bir çocuk hikayesi olmaktan öteye geçiyor. Ramazan ayı, yalnızca ibadetler ve oruçla değil, aynı zamanda toplumsal bağların güçlenmesiyle de önemli. Ali gibi küçüklerin, gelenekleri yaşatması, toplumun kültürel dokusunun devamı açısından büyük bir önem taşıyor. Her gece sahura kalkan mahalleliye neşe saçan Ali, çevresindeki büyüklerin de bu geleneği yaşama konusunda cesaretlenmesini sağlıyor. Müzik sevgisi ve hitabet yeteneği sayesinde, sahura kalkanların yüzünde bir gülümseme yaratması, Ali’nin en büyük motivasyonu oldu.

Aynı zamanda, Ali’nin bu geleneği sürdürme çabası, sosyal medyada da büyük ilgi görüyor. Kısa videoları ve fotoğrafları, takipçileri tarafından büyük bir beğeniyle karşılanıyor. Yerel haber ajansları da bu minik yeteneğin dikkat çekici hikayesini paylaşmak istiyor. Ali’nin azmi, yalnızca ailesinin değil, toplumun tüm kesimlerinin dikkatini çekmeyi başarıyor. “Bu geleneğin yaşatılması gerektiğine inanıyorum. Ben de büyüyünce daha iyi bir davulcu olacağım,” diyen Ali, hayallerini gerçekleştirmek için çalışacağını belirtiyor.

Ramazan ayının manevi havasını bizlere hissettiren Ali, gelenekleri korumanın yalnızca birer izleyici olarak değil, katılımcılar olarak yaşanması gerektiğini gösteriyor. “Birçok kişi, bu geleneği unutuyor. Ama ben unutturmak istemiyorum. Herkesin davul sesini duymaya ihtiyacı var,” diyerek, büyüklerin görünmeyen hallerine dikkat çekiyor. Aile olarak destekledikleri bu projede yalnızca Ali değil, tüm çocukların bu geleneği öğrenmesi ve kendi versiyonlarıyla yaşatması gerektiğini de vurguluyorlar.

Ramazan, yalnızca ruhsal bir iyileşme süreci değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın arttığı bir dönemdir. Ali’nin hikayesi, bu özel dönemde topluma bir umut ışığı vadediyor. Mahalledeki herkes, Ali’nin tutkusunu paylaşarak ona destek oluyor. Onun azmi, bir gelenek olan Ramazan davulculuğunu yeniden canlandırmakta ve bu özel ayın ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Ali’nin her çaldığı davul sesi, hem geçmişi yad etme hem de geleceğe umutla bakma arzusunun bir yansıması olarak bizlere ulaşmaktadır.

Türkiye’nin en küçük Ramazan davulcusunun hayat hikayesi, geleneklerimizin genç nesillere aktarılması gerektiği gerçeğini gözler önüne seriyor. Ali’nin azmi ve tutkusu, tüm çocuklara ilham vermeye devam ediyor. Küçük yaşına rağmen büyük bir geleneksel mirası üstlenen Ali, sadece Ramazan ayının değil, Türk kültürünün de bir temsilcisi olarak çıkıyor karşımıza. Gözlerindeki parıltı ve çaldığı davul, önümüzdeki yıllarda da bu geleneği yaşatmamız için bir davetiye niteliğinde. Kalbimizi fetheden minik davulcunun hikayesi, hepimize unutulmaz bir Ramazan hatırası sunuyor.